Bu çağ 1-5 yaş arasını kapsamaktadır. Bir yaşına gelen bir çocuk her türlü besine alıştırılmış olmakta ve aile ile birlikte sofraya oturmaktadır. Bu yaştaki çocukların günlük enerji ve besin öğeleri ihtiyacı çocuğun yaşına göre değişmekle birlikte aşağıdaki besin grupları ile karşılanmalıdır.
Tablo 1. Okul Öncesi Çağı Çocuklar İçin Önerilen Günlük Besin Miktarları
Bu yaştaki çocukların günde 3 ana öğün yemek yemesi çok önemlidir. Yemek aralarında özellikle ikindide süt, meyve veya meyve suyu verilebilir. Yemek aralarında şekerlemeler, pasta, bisküvi veya kurabiye verilmesi gereksizdir. Bu besinler, çocuğun normal besin gereksinimini karşılamasını engellediği gibi diş çürümelerine de yol açabilir.
Ailenin dengeli ve yeterli beslenme düzeni varsa, çocuk için özel besin hazırlamak gerekmeyebilir. Bu çağda çocuk yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığını kazanmış olmalıdır. Çocuğun düzenli yemek yeme alışkanlığı kazanmasında ailenin tutumu önemlidir. Çocuğun yediklerini, başka çocukların yedikleriyle kıyaslamak ve az yedi diye zorlamak doğru değildir. Çocuğun gereksinimini ne olduğu bilinip ona göre yedirilmelidir. Çocuğun yeterli beslenip beslenmediği, büyüme ve gelişme durumundan anlaşıldığına göre normal büyüyen bir çocuğun yediğini yeterli görmeyip daha fazlasını yemesini istemek doğru değildir. Her çocuğun metabolizma hızı kendine özgüdür. Bu bakımdan büyüme durumu çocuk beslenmesinde rehber alınmalıdır.
Çocuğun bu çağda özellikle 2. yaşta yemek yememesinin bir nedeni de daha önce alıştırılmamış olmasındandır. Zamanında ek besinlere başlamamış çocukların 2. yaşta yeteri kadar besin almalarında güçlükler olabilir. Bu çocuklar genellikle malnütrisyonludurlar. Çeşitli besinlere azar azar yavaş yavaş alıştırılmaları gerekebilir. Alıştırma döneminden sonra günlük gereksinimler tam olarak karşılanır. 2.yılın yarılarında çocuk kendi kendine yemek yemek için büyük istek duyar.
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık raporunda şişmanlık, “vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu” olarak tanımlanmaktadır. Aşırı besin alımı, yetersiz fiziksel aktivite, kalıtım, nöroendokrin etmenler, psikolojik sorunlar, cinsiyet, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak gelişen şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalıktır.
Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: Kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık... şeklinde sıralanabilir.
Son yıllarda önemli halk sağlığı sorunlarından biri olarak kabul edilen obezite, sıklıkla çocukluk (sıklıkla 5-6 yaşlarında) ya da adolesan dönemde başlamaktadır. Çocukluk döneminde obezite oluşumunda bir çok faktör rol oynamaktadır. Obezite çeşitli fizyolojik ve psikolojik sorunlarla da ilişkilidir.
Yapılan çalışmalar, Türkiye’de obezitenin henüz öncelikli olmamakla birlikte önemli bir sorun olduğunu göstermektedir. Sağlığın geliştirilmesinde önerilen sağlıklı yaşam tarzı yaklaşımı, obezitenin önlenmesinde de yer almaktadır. Çocukların yaşam tarzında bir iyileştirme yapılmadığı takdirde obezite, yakın gelecekte en akut halk sağlığı sorunu haline gelecektir. Çünkü çocukluk çağında yağ hücrelerinin sayısı; erişkin dönemde ise hacmi artmaktadır. Bu da ilerleyen süreçte kişiyi geri dönüşü olmayan bir yola sürüklemektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle şehirlerde yaşayan çocuklarda obezite alarm verecek şekilde giderek artmaktadır. Dünyadaki 5-17 yaş grubundaki 155 milyon çocuk kilolu. Bunların yüzde 2-3’ü, yani yaklaşık 30-45 milyonunda ise ciddi obezite var.
Çocuklarda ve bebeklerde ishal sulu dışkı olarak tanımlanır. Bebek ve çocuk ölümlerinin çoğu ishale bağlı gerçekleşmektedir. Ülkemizde ishale bağlı bebek ve çocuk ölüm oranı oldukça yüksektir İshalin Sebepleri:
- Antibiyotikler
- Rotavirüs
- Çok fazla meyve veya meyve suyu tüketmek
- Ek besinlere erken ve geç başlanması, yanlış besin seçimi
- Besin zehirlenmesi
- Gıda duyarlılığı (besin intoleransı)
- Hastalık
- Enfeksiyon
Sulu dışkı ve kusma ishalin belirtileridir. Günde 3’ ten fazla sulu dışkı görülür ve aniden gelişir. 0-5 yaş arasındaki çocuklarda sık rastlanmaktadır. Vücuttan fazla sıvı atımıyla birlikte vücutta sıvı ve mineral kayıpları oluşmaktadır. Önlem alınmadığı takdirde çocuklarda ölüme sebep olabilmektedir.
İshal Tedavisi
Tedavinin ilk ve en önemli aşaması ağızdan sıvı takviyesi olarak ORS/ AST sıvısı verilmesidir. Böylelikle sıvı ve elektrolit kayıpları hızlı bir şekilde yerine konulabilir. İki yaşından küçük çocuklara her dışkılamadan sonra 1 çay bardağı, iki yaşından büyük çocuklaraysa her dışkılamadan sonra bir su bardağı ORS/AST sıvısı içirilmelidir.
Evde ORS/AST Karışımı:
- 1 litre kaynatılmış ılıtılmış su
- 1 çay kaşığı yemeklik karbonat
- 1 çay kaşığı tuz
- 8 tatlı kaşığı şeker karıştırılarak hazırlanabilir.
İshalde Diyet Tedavisi
Günümüzde kalp hastalıkları, diyabet, obezite, bazı kanser türleri ve osteoporoz gibi pek çok ciddi hastalıkların giderek yaygınlaşmasının temelinde, çocukluktan itibaren başlayan yanlış beslenme alışkanlıkları yer almaktadır. Yüksek yağ içerikli öğünler, büyüyen porsiyonlar, yetersiz posa tüketimi, saflaştırılmış besinler, basit şeker kullanımı gibi nedenlerden dolayı sağlıksız nesiller yetişmektedir.
Hızlı büyüme ve gelişmenin başladığı ilköğretim çağındaki çocukların (6-12 yaş) sağlıklı bir şekilde büyümeleri ve başarılı olabilmeleri için doğru beslenme ile desteklenmeleri gerekmektedir. Genellikle okul hayatının başlamasıyla birlikte çocuklarda yanlış beslenme alışkanlıkları da artmaktadır. Çocuğun ne miktarda ve hangi tür besinlere ihtiyacı olduğunu bilmemesi, düzensiz besin alımı, yanlış besin seçimi, besinlerin hazırlanması, pişirilmesi ve saklanmasında hatalı uygulamalar, okullarda verilen ve yenilen besinlerin uygun olmayışı beslenme sorunlarına neden olmaktadır.
OKUL ÇOCUĞUNDA BESLENMENİN ÖNEMİ
Okul, bireyin en üst düzeyde psikolojik ve biyolojik gelişimini ve kültür değişimini sağlayan sistemlerin başında gelir. Çocuklarda 6-12 yaş ilkokul dönemini içermekte ve nüfusumuzun %16.8’ini 6-12 yaş arası çocuklar oluşturmaktadır. Bu dönem, büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu, yaşam boyu sürebilecek davranışların büyük ölçüde oluştuğu bir dönemdir. Bu hızlı büyümeyi sağlayabilmek için gerekli enerji, protein, vitamin, mineral ve diğer besin öğelerinin, yeterli ve dengeli bir beslenme planı oluşturularak sağlanması gerekmektedir. Beslenme eğitimi ne kadar erken başlarsa çocuğun gelişim, zekâ düzeyi ve bağışıklık sistemi de o denli güçlenir. Yetersiz ve dengesiz beslenen çocuk hastalıklara karşı dirençsiz olur, sık sık hastalanır ve bu yüzden okul başarısı düşer. Bu nedenle okul başarısını arttırmak, sınıf tekrarlarını azaltarak eğitim ve öğretimin maliyetini düşürmek ve gelecek nesillerin daha güçlü ve sağlıklı olmalarına temel hazırlamak için çocukların beslenmesine önem verilmelidir.
OKUL ÇOCUĞUNUN BESLENMESİNİN ÖZELLİKLERİ
Okul çocuklarının beslenmesinde ana ilke, yeterli ve dengeli beslemelerini sağlamak, aile dışında zararlı etkilerden ve alışkanlıklardan korumak ve caydırmak, iyi alışkanlıkları pekiştirmek ve yenilerini kazandırmak; beslenme konusunda bilinçlenmesine yardımcı olmaktır. Çocuklarda beslenme çocuğun yaşına, cinsiyetine, vücut ağırlığına, fiziksel aktivitesine göre düzenlenmelidir. Okul çağı çocuğunun toplum yaşamına ilk kez bilinçli olarak girdiği bir dönemdir. Okul öncesi çağda çocuğun beslenme alışkanlıklarını aileden etkilerken, okul çağında ise daha çok arkadaşlar, reklamlar ve öğretmenlerden etkilenmektedir. Özellikle de annenin çalıştığı durumlarda, çocuklar okul çıkışı çevrede bulunan satıcılardan simit, sandviç, pamuk helva, tatlı, patlamış mısır gibi yiyecekler alarak veya evde kendi kendine gelişigüzel yiyecek hazırlama sonucu yanlış beslenme alışkanlıkları edinmektedirler.Bu nedenle çocuğun yeterli ve dengeli beslenebilmesi aile ve okul bir bütün olarak rol almalı
Yaşamın ilk birkaç yılı, sağlığın temellerinin atıldığı son derece önemli bir dönemdir. Bu kritik dönemde bebeklerin yaşaması ve sağlıklı büyüme ve gelişmelerinde yeterli ve dengeli beslenme belli başlı etmenlerden birisi, belki de en önemlisidir.
Kişinin temel ihtiyaçlarından birisi olan beslenme; büyüme, gelişme ve sağlığın korunmasındaki en önemli faktördür. 0 – 6 aylık bebeklerin, sadece anne sütü ile beslenmesine “doğal beslenme” denir. Doğal beslenme ilk 4 – 6 aylık bebekler için en iyi beslenme şeklidir. 6 aydan büyük bebeklerde (bazen 4. aydan sonra) anne sütü tek başına yeterli olmaz.
- 1
- 2