Söz konusu diyet olunca hergün karşımıza yeni bir zayıflama trendi, mucizevi bir besin, daha önceden hiç duymadığımız yeni bir kavram ortaya çıkıveriyor. Ben bile çoğu zaman danışanlarımdan öğreniyorum sosyal medyada veya televizyonda paylaşılan yeni yeni formülleri!
İnsanlar duydukları her kolay zayıflama yöntemine inanmak istiyor, sihirli bir formül bulunmuş gibi umutlanıp bir hevesle gelip bize soruyorlar. Ya da kilolu olmalarının aslında yediklerinden kaynaklanmadığını, yaptıkları basit bir hata yüzünden aslında böyle olduklarını düşünmek istiyorlar.
içmek yağ yapıyormuş. Ben bazen uyanıyorum susadığım için su içip tekrar yatıyorum. Bu yüzden mi kilo veremiyorum?” diye sordu mesela.. Su, dünyanın ve vücudumuzun büyük yüzdesini oluşturmuşken, kalorisi olmayan en faydalı içecek iken kimbilir kimler ilgi çekmek için böyle bir şeyi uydurdu bilemiyorum.
Sosyal yaşamda genellikle diyetisyen olduğumu mecbur kalmadıkça söylemek istemiyorum. Neyse ki ünlü bir diyetisyen de değilim, kimse tanımıyor 🙂
Ne zaman yeni tanıştığım insanlara diyetisyen olduğumu söylesem “yaaa ben nasıl kilo vereceğim, ne yaparsam yapayım bi türlü kilo veremiyorum. Halbuki doğru düzgün bir şey de yemiyorum” deyip başlıyorlar ben sormadığım halde kahvaltıda ne yediklerini anlatmaya… O kadar ezberledim ki yıllar içinde aynı cümleleri…