Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir. İnsan yemek yemeden haftalarca canlılığını devam ettirebilirken susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. Suyun; yemek yenildikten sonra alınan besinlerin sindiriminden, metabolik atıklarının dışarı atılmasına kadar her aşamada çok önemli görevleri vardır. Böbreklerimizin görevini yerine getirebilmesi ve dolayısıyla vücuttaki yağ akımının dengeli olabilmesi için bol su tüketilmelidir. Çünkü karaciğerimizin görevini yapabilmesi, böbreklerimizin yeterli çalışmasına bağlıdır.
Artık hepimizin bildiği gibi karaciğerimizin başlıca görevlerinden biri, depolanmış yağları bedenin kullanabileceği enerjiye çevirmektir. Yeterince su içilmediği takdirde böbreklerimiz yeterince çalışamaz ve süzme işlemini gereği gibi gerçekleştiremez. Karaciğer de böbreklerin görevini üstlenmeye başlar, kendi görevi ikinci plana düşer ve daha az yağ yakmaya başlar. Yakılmayan yağlar vücutta birikmeye başlar. Kilo kaybı yerine kilo alımı söz konusu olur.
Vücuttaki su oranının yeterli düzeyde tutulması yaşamsal önem taşıdığından, vücuda kaybedilen oranlarda su alınması zorunludur. İnsan vücudunun su içeriği yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı ve fiziksel aktiviteye göre değişir. Çocukların vücudunun su oranı yüksektir ve yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu almaya başlar. Dolayısıyla yaş ilerledikçe suyu daha çok tüketmemiz gerekmektedir.
Yapılan egzersize bağlı olarak su içimi arttırılmalıdır. Vücutta egzersiz sırasında kaybedilen suyun yerine konulması ve tekrar vücut su dengesinin sağlanması için yeterli su tüketimi şarttır. Su içimi; kaybedilen sıvının yerine konulması şeklinde egzersiz sonrası olabileceği gibi, egzersiz esnasında 15 dakikalık aralıklarla yudum yudum su içilerek de gerçekleştirilebilir. Hatta son literatürlerde spora başlamadan da bir miktar su içiminin faydalı olacağına dair yayınlar vardır. Ne de olsa egzersiz esnasında su kaybı olacağı için vücudu hazırlamak adına.
Vücudumuzda özellikle el, ayak ve bacaklarda oluşan ödemi (su birikmesini) engellemek için en iyi yöntem yine su içmektir. Ödemi yok etmek için alınan ilaçlar, bitkisel ürünler geçici bir yöntemdir. Su, kasların dengesini sağlar, cilt kuruluklarını önler ve kilo kaybından sonra gelişen sarkmaları engelleyerek cildin esnekliğini devam ettirir.
Su aynı zamanda kabızlığa en iyi çaredir. Su eksikliği sırasında vücut iç dokularından su çekerek (özellikle de kalın bağırsaktan) kabızlığa yol açar. Yeterli su tüketildiği takdirde bağırsakların çalışması normal seyrinde olur ve kabızlık problemi önlenir. Kilo kaybetmek, kilo korumak ve fazla besin alımını engellemek için bol su tüketilmesi şarttır.
Peki ama günlük su tüketimi ne kadar olmalıdır? Gün içerisinde içilen çay, kahve, kolalı içecekler vs diüretik nitelikte olduklarından vücuttan kısa süre sonra atılırlar. Öte yandan içtiğimiz çorbalar, yediğimiz sebze, meyve hatta et bile su içermektedir. Ancak sıvı ihtiyacımızın 3/4’ü en iyi çözücü, saf, katkısız ve doğal olduğu için su ile karşılanmalıdır. Sağlıklı bir kişinin alması gereken su miktarı 8-10 bardak, yani yaklaşık 2 litre olmalıdır. Kilo fazlası olan kişilerin bu miktardan daha fazlasını tüketmeleri gerekmektedir.